Oruç ile ilgili pek çok müslümanın kafasında bazen bazı soru işaretleri olabiliyor. Herkesin orucunu sağlıklı bir şekilde tutabilmesi için bu sorulara doğru cevaplar alması gerekir. Biz de sizler için “Oruç ne zaman tutulur?” sorusunun cevabını veriyoruz.
Oruç vakti, imsak vakti olarak bilinen fecr-i sadık vaktinden akşam güneşin battığı zamana kadar olan süreyi kapsar. Orucun başlama zamanı ile bitme zamanı ile alakalı olarak aslında bizler için İslami kaynaklarda oldukça net hükümler de bulunur. Bu hükümlere kulak vererek doğru şekilde orucumuzu tutabiliriz.
Fecr-i sadık vaktinin yani imsak vaktinin ne zaman başladığı konusunda kafasında soru işareti olan kişilerin bir an önce bir şeyler yeyip içmeyi bırakması gerekir.
Ancak eğer kişi yine de yeyip içmeye devam ederse orucu ile alakalı bir belirsizlik ortaya çıkabilir. Çünkü kesin bir şekilde kişinin imsak vaktinden sonra bir şeyler yeyip içtiği anlaşılırsa orucu kesinlikle bozulur. Dolayısıyla kişinin o orucu için günü gününe kaza orucu tutması gerekir. Aynı şekilde oruç tutan bir kişi güneşin batıp batmadığı konusunda da şüphe içindeyse kesinlikle iftar yapmamalıdır. Eğer kişinin güneş batmadan önce iftar yaptığı sonrasında kesin bir şekilde ortaya çıkarsa bu davranış için kefaret gerekecektir. Fakat buna karşılık kişi güneşin battığını zannedip iftar yaparsa ancak sonrasında güneşin batmadığını fark ederse bunda bir sorun olmaz. Yalnızca o oruç için kaza yapması yeterli olacaktır.
Tüm müslümanlar için farz olarak kabul edilen oruç vakti Ramazan ayının günleri olmaktadır. Ramazan ayında oruçlar da ay takvimine göre tutulur. Pek çok kişinin bildiği gibi kameri aylar güneş takviminde bulunan aylara oranla 10 gün önceden gelmektedir. Bu yüzden de her sene tüm müslüman alemi Ramazan orucuna bir önceki yıldan 10 gün önce başlar. Böylece de 33 yılda Ramazan ayı ve Ramazan orucu tüm mevsimleri dolaşır. Dolayısıyla bu dönemlerde de oruç tutma vaktinde çeşitli değişiklikler olur. Bu durumda her müslüman değişik vakitlerde, değişik mevsimlerin farklı zorluklarında oruç tutmayı ve o şartlara uyum sağlamayı öğrenmiş olur. Aynı zamanda tüm müslümanlar Ramazan orucunun farklı mevsimlere gelmesinden dolayı farklı mevsim şartlarında fakirlerin ne gibi sıkıntılar çektiği konusunda daha iyi bir şekilde empati de kurabilirler.
Bilindiği üzere dünyanın şeklinden ve yörüngesinden dolayı farklı bölgelerde ciddi farklılıklar da gözlenmektedir. Örneğin kuzey yarım kürede kış yaşanırken güney yarım kürede ise yaz ayı yaşanır. Fakat mesela oruç tek bir mevsimde tutuluyor olsaydı bazı bölgelerde yaşayan müslümanlar ömürleri boyunca soğukta oruç tutmak durumunda kalabilirlerdi. Bu da orucun bize kazandıracağı en önemli şeylerden bir tanesi olan empatiden uzak kalmamıza neden olabilirdi. Hatta böyle bir durumda bazı müslümanlar her daim orucu kolay şartlarda tutacakları için onlara manevi anlamda hiçbir faydası da olmayacaktı.